Mohsen Namjoo'yu en ideal dinleme vakti

Mohsen Namjoo müziği bana kelebekleri hatırlatıyor. Naif, güzel, çok renkli; aynı zamanda da her an elden kaçacakmış gibi..
Mohsen Namjoo'yu en ideal dinleme vakti
Dinlenilen, tercih edilen müziklerin, zevke bağlı olduğu kadar ruh halini de yansıttığı düşüncesindeyim. Ruhunuzdan yansır dinlemek istediğiniz melodi. Bazen çok sesli ve gürültülü, bazen yavaş ve sakin, hatta bazen “damar” tabir edilen cinsten…
Ve kimi sesler var ki, onları dinlerken şöyle bir silkinirsiniz, sonra kalbiniz o sesin akışına sürüklenip gider. Hep merak etmişimdir; bu muhteşem sesler, yaptıkları müziğin kıvamını nasıl bu kadar güzel bir şekilde tutturabiliyorlar diye? Kıvam tutturabilmeyi başarmak olsaydı her yiğidin harcı, herkes olurdu herhalde sanatçı...
Müziğin kıvamını tutturabilenlerdendir Mohsen Namjoo
Mohsen Namjoo… Kendisi Tahranlı bir müzisyen. Herhangi bir sıfat eklemeksizin, Mohsen Namjoo’yu “müzisyen” olarak tanıtmak fazlasıyla eksik bıraksa da bir şeyleri, müziğindeki sadelik, naiflik, içtenlik itti beni, onu sade bir insan olarak tanıtmaya.
Mohsen Namjoo’nun müziğe ilgisi çocukluğunda baş göstermeye başlar. Ailesi önceleri müzik eğitimi noktasında destek vermiş olsa da, yaş ilerleyip Namjoo bu yolda profesyonel olarak ilerlemeye karar verdiği vakit, ailesi buna karşı çıkar. Ancak o bu isteğinden vazgeçmez. Önce klasik İran müziğiyle ilgilenir, akabinde klasik müzikle modern müziğin sentezini çok iyi bir şekilde ortaya koymayı başarır. Ve “dinlenesi”, dinlerken de “huzur bulunası” eserler koyar ortaya.
Aman ha! Dinlerken dikkat ediverin kendinize
Yolda yürürken dinlerseniz Namjoo’yu, önünüzdeki direğe çarpabilirsiniz; araba kullanırken dinlerseniz, kaza yapmanıza sebebiyet verebilir; yemek yaparken dinlerseniz, yemeğe tuz katmayı unutabilirsiniz. Onu dinlemenin en ideal vakti, gece kendinizle baş başa kaldığınız vakitlerdir. Bir de yolculuk esnası… İnsanı bir yandan kendinden alırken bir yandan da kendine getirir onun müziği. Kalın sesten inceye geçişi, bağırırken bir anda bir susuşu var ki, dinlerseniz anlayabilirsiniz ancak.
Keman sesli Namjoo
Mohsen Namjoo müziği bana kelebekleri hatırlatıyor. Naif, güzel, çok renkli; aynı zamanda da her an elden kaçacakmış gibi. İnsanın ruhuna işliyor tınısı; aynı anda hem hüzün hem de mutluluk hissi verebiliyor. Aslında kültür kokarken modern objeler de kaçmıyor gözden bu müzikte. Sesini adeta müzik aleti gibi kullanıyor Namjoo, hatta isim de verelim bu müzik aletine: Bir keman gibi… Bazen yanık, içten, ağlatıcı, bazen sert, coşturucu, özgür.
Benim en sevdiğim şarkıları ise “Nobahari” ve “Ey Sareban”. Üst üste dinlesem defalarca, yine gına gelmez. Hele bir de bir hoş klip yapmışlar ki “Nobahari” için… Kendimi gördüm diyebilirim. İşte benim o dinlemekten usanmadığım şarkı…
Uyumsuzluğun uyumu var mıdır diye şüpheye düşenler! Dinleyin, uyumsuzluğun da uyumu olduğunu göreceksiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar