İkinci Yeni Şiiri Genel Özellikleri ve Şairleri (1954 - 1964)
İkinci Yeni Şiir Akımının Genel Özellikleri
Aklın mantıksal işleyişine sırt çevirdiler, gerçeküstücülüğü daha bilinçli benimsediler.
Anlama değil imgeye kapılarını sonuna kadar açtılar.
Konuşma diline uzak kaldılar, edebi sanatlara özgürlük tanıdılar.
I. Yeni'nin tam tersi noktadan yola çıkarak halk kültüründen uzaklaştılar.
Anlamı karartan ve gizleyen bir tavır takındılar. Sözcüklerin çağrışımlarla derinleşen ve çoğalan değerine önem verdiler.
Folklorik malzemenin şairin kişiliğini ezeceğini savunduklarından "Folklor şiire düşman" sloganını geliştirdiler.
Kentli küçük insan tipinin çizilmesine ve bu tipin "Süleyman Efendi" tiplemesinde olduğu gibi idolleştirilmesine son verdiler.
Duyguya ve çağrışıma dayanarak şiirin içsel zenginliğini daima yeni yorumlara açık bıraktılar.
Garip şiiri yoksul çoğunluğun yaşama koşullarını ve zevk anlayışını dikkate alırken, İkinci Yeniciler, daha çok aydın kesimin ve elit tabakanın zevkine hitap ettiler.
Şiiri, diğer sanatlarla yakın ilişkiye soktular.
Şiiri aklın, ahlaki endişelerin, yasaların ve alışılmış her türlü sınırlayıcı, baskıcı düzeneklerin dışına çıkarmak istediler.
Biçimin içerikten önce geldiğini savunan İkinci Yeniciler, siyaset dışı kalmaya özen gösterdiler.
ECE AYHAN
Ece Ayhan'ın şiir dili, okuyucuyu şaşırtma ve sarsma anlayışı üzerine kuruludur.
Özgün imgelerinin ritmi, her türlü deneyimi kucaklayacak kadar çeşitlidir.
Sürrealist teknikleri şiirimize en ciddi biçimde uygulayan şairdir.
Onun şiirinde sözcükle dize arasında korkunç bir inatlaşma vardır. Sözcük, kullanıldığı dize içerisindeki yerinden dolayı okuyucu tarafından yadırganır.
O, yerleşik dil doğasını yıkarak kendine özgü bir dil yaratmak ister.
Eserleri Şiir: Kınar Hanımın Denizleri, Bakışsız Bir Kedi (Kara, Ortadokslular, Yurt Savrul, Zambaklı Padişah, Kolsuz Bir Hattat...
MOR KÜLHANİ 1.Şiirimiz karadır abiler
Kendi kendine çalan bir davul zurna Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan Taşınır mal helalarında kara kamunun Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler
2.Şiirimiz her işi yapar abiler
Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda oturur Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir
Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler
3.Şiirimiz gül kurutur abiler
Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga'ya kaçan Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir
İlhan Berk'in ilk şiirleri, Manisa Halkevi'nin çıkardığı "Uyanış" dergisinde çıktı.
"istanbul Şiiri"nde İstanbul'un küçük insanlarının macerasını anlattı.
Şiirde ses ve müzik yerine daha çok anlamca kapalı şiirler yazmış olmasına rağmen "Günaydın Yeryüzü" kitabıyla 142. maddeden ko-ğuşturmaya uğradı.
Ona göre, erotizm, şiirin atardamarıdır, "Kül" adlı kitabıyla "Türk Dil Kurumu" Şiir Ödülü'nü İstanbul Kitabı'yla da "Behçet Necatigil Şiir Ödülü"nü aldı.
Eserleri Şiir: Güneşi Yakanların Selamı, İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı, Köroğlu, Çivi Yazısı, Ga-lile Denizi, Otağ, Şenlikname...
NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM NE BÖYLE AYRILIKLAR Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz Alır beni
Seni düşündükçe Gül dikiyorum elimin değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum dağları (İlhan BERK)
CEMAL SÜREYA
Cemal Süreya, lise yıllarında aruzla şiirler yazarak edebiyata girdi. İlk şiiri Mülkiye dergisinde yayımlandı.
Şiirlerinin yanında sanat konularındaki deneme ve eleştirileriyle tanındı.
İkinci Yeni'nin öncülerinden olan şairin ilk şiirlerinde biçim kaygısının ağır bastığı, yeni bir imge ve söyleyiş peşinde olduğu görülür.
Eski şiirle bağını sesten çok imge yoluyla kurar, çağrışımlardan yararlanır.
Onun şiiri, ince buluşların, duygulanımların, yaşanan gerçekliğin, toplumsal ve kültürel birikimin kendine özgü bir söyleyişle bütünleşmiş bileşimidir.
Kendi şiirini tanımlarken: "Benim şiirim erotik bir şiirdir." der.
Eserleri Şiir: Üvercinka, Göçebe, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Uçurumda Açan, Sevda Sözleri, Sıcak Nal, Güz Bitiği
Beni Öp Sonra Doğur Beni Şimdi utançtır tanelenen sarışın çocukların başaklarında.
Ovadan gözü bağlı bir leylâk kokusu ovadan çeviriyor o küçücük güneşimizi.
Taşarak evlerden taraçalardan gelip sesime yerleşiyor.
Sesimin esnek baldıranı sesimin alaca baldıranı.
Ve kuşlara doğru fildişi: rüzgârın tavrı. Dağ: güneş iskeleti.
Tahta heykeller arasında denizin yavrusu kocaman.
Kan görüyorum taş görüyorum bütün heykeller arasında karabasan ılık acemi -uykusuzluğun sütlü inciri- kovanlara sızmıyor.
Annem çok küçükken öldü beni öp, sonra doğur beni. ( Cemal CEMAL)
TURGUT UYAR
Turgut Uyar'ın ölçülü, uyaklı ilk şiiri "Yol", Yedigün dergisinde çıktı.
Diğer şiirleri Varlık, Yeditepe, Pazar Postası, Türk Dili dergilerinde yer aldı.
ikinci Yeni şairi olarak tanınması ve değerlendirilmesine karşı çıktı. Şiirinde sürekli bir arayış içinde oldu.
"Divan" adlı eserinde Divan şiirinden yararlanmayı denedi, şiiri hep içerikte arayan bir şair oldu.
"Tütünler Islak" adlı eseriyle Yeditepe Şiir Ödü-lü'nü, "Kayayı Delen İncir" ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü, "Büyük Saat" ile Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü aldı.
Eserleri Şiir: Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabis-tanı
TUT Kİ BEN tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan ya da çok iyi bir şiir yazsan bir saatin aralıksız işleyişi bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi onun için her akşamı iyi yaşamalıyım yani kıskanılan onu demek istediğim hepsi (Turgut Uyar)
EDİP CANSEVER
Edip Cansever'in edebiyata ilgisi çocukluk yaşlarında başlamıştır.
İlk şiirlerinde güncel yaşam kesitleri içinde bireyin büyük kent karmaşasındaki bunalımlarını, avareliklerini, sevinç ve özleyişlerini yansıttı.
Değişik bir söyleyişin, imge düzeninin egemen olduğu şiirlerinde çağdaş insanın yabancılaşmasını, düşsel yanı ağır basan bir anlayışla işledi.
Çok sesli bir şiirin yaratıcısı oldu. Taklit edilemeyecek bir özgünlüğe sahipti.
Anlaşılması güç kapalı şiirleriyle ikinci Yeni'nin öncüleri arasında yer aldı.
Yeniliksiz edemeyen, sürekli kendini yenileyen bir şairdi.
"Yalnızlık" onun şiirlerinin en önemli izleğidir. Şiirlerinde yaşadığı dünyanın geçiciliğini gören tedirgin bir ruhun ürperişleri vardır.
İkinci Yeni'nin kuyumcu şairidir. Bu kuyumculuğunu şiir sanatındaki dil hassasiyeti bakımından da sürdürür.
Birinci dönem şiirlerinde folklor unsurları ağırlıklı bir yer tutar.
Eserleri Şiir: ikindi Üstü, Dirlik Düzenlik, Yerçekimli Karanfil, Umutsuzlar Parkı, Nerde Antigone, Tragedyalar, Çağrılmayan Yakup, Kirli Ağustos
YERÇEKİMLİ KARANFİL Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde Oysaki seninle güzel olmak var Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O başkası yok mu bir yanındakine veriyor Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk Birleşiyoruz sessizce. (Edip CANSEVER)
ÜLKÜ TAMER
Ülkü Tamer, 1950'li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir.
ikinci Yeni'ye, bu akımın ana karakteristikleri oluştuktan sonra dahil olduğu halde, kendine özgü imge dünyası ve süssüz, sade söyleyişiyle dikkati çekti.
Çoğunlukla keskin bir ironiyle örülmüş derin acıların ve beşeri trajedilerin dile geldiği şiirlerinde 1970'lerden sonra toplumsal duyarlıklar da öne çıktı.
Şiirleri 1954'ten itibaren Kaynak, Pazar Postası, Yeditepe, Yeni Dergi, Papirüs, Sanat Olayı gibi dergilerde yayımlandı. 1967'de Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazandı.
Eserleri Şiir: Soğuk Otların Altında, Gök Onları Yanıltmaz, Ezra ile Gary, Virgülün Başından Geçenler, İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür.
GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN Seher Yeli Çık Dağlara Güneş Topla Benim İçin Haber İlet Dört Diyara Canım Güneş Topla Benim İçin Umutların Arasından Kirpiklerin Karasından Döşte Bıçak Yarasından Canım Güneş Topla Benim İçin Seher Yeli Yar Gözünden Havadaki Kuş İzinden Geceleri Gökyüzünden Canım Güneş Topla Benim İçin (Ülkü Tamer)
SEZAİ KARAKOÇ
Sezai Karakoç'un ilk şiirleri Hisar, Mülkiye gibi dergilerde yayımlandı. Fransızcadan şiirler çevirdi. Deneme ve eleştiri türlerinde de yazdı.
Şiir Sanatı, Diriliş dergilerini çıkardı.
ikinci Yeni'nin biçim olanaklarından yararlanarak İslami özle, mistisizmle beslenen bir şiir geliştirdi.
Özellikle Şahdamar ve Köpük'ten sonra İkinci Yeni şairleri gibi kapalı bir anlatım biçimine doğru giden şiirlerinin arka planı oldukça zengin imgeler ve serbest çağrışımlarla yüklüdür.
Devlet, millet, medeniyet kavramlarına farklı boyutlarda anlam yükleyen sanatçının 41 yıllık "Diriliş" doktrini etrafında düşünsel alanda bir diriliş nesli oluşmuştur.
Eserleri Şiir: Körfez, Şahdamar, Hızırla Kırk Saat, Sesler, Ta-ha'nın Kitabı, Kıyamet Aşısı, Gül Muştusu, Monaroza, Zamana Adanmış Sözler...
MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza, bugün bende bir hal var Yağmur iğri iğri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza, ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek...
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi Bende çıkar güneş aydınlığa Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi Seni hatırlatıyor her zaman bana Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur Zambaklar en ıssız yerlerde açar (Sezai Karakoç)
Yorumlar
Yorum Gönder